Ayla Belek'ten ÇENGELLİ İĞNE
İşçi dediğin üretmek, kadın dediğin üremek zorunda!
Sabahtan beri bir şey
yemediğimden kurduğum sofrayı biraz abartmışım. Saat de ne akşam ne ikindi...
Tekrar yemek yemem diye düşünüp, sofradakileri sildim süpürdüm. Ardından bir de
kahve; keyfime diyecek yok. Erkenden kendimi sokaklara attığımdan, gazetemi de
okuyamamıştım. Ayaklarımı uzatıp, bir yandan kahvemi yudumlayıp, gazetemi
okumanın zevkini süreyim derken, okuduğum haber dünyamı alt üst etti.
Bağcılar’da toplu nikah
kıyılmış, evlenen çiftlere, en az 3 çocuk yetiştireceklerine dair yemin
ettirilmiş. Yetmemiş, gelinlerden hesapsız alışveriş yapmayacakları sözü de alınmış.
Aferin onlara! Allah
muhafaza; o gelinler, üç çocuğu yedirecem, içirecem, giydiricem, okutacam,
gezdirip öğretecem derken, ipin ucunu kaçırsalar, battı bizim ekonomi! Hayırlı
evlat tarlada yetişmiyor ki, istediğin zaman hasat edesin. Bu işin bir de bütçesi
var. Koca koca milletvekilleri, kocca belediye başkanı, Başbakanın üç çocuk
talimatını olduğu yerde mi bırakacaklardı? Vatanın milletin hayırlı evladı
olduklarını göstererek, işin bütçeye yük kısmını da halletmişler. Zaten
devletin bütçe açığının, cari açıklarının tek nedeni vardır, o da kadınların
hesapsız alışveriş etmesi. Kadınlar çarşı pazar dolaşırken, onu da alayım, bunu
da alayım diye gerekli gereksiz her şeyi almasalardı, kriz bizi teğet geçmez,
yakınımıza bile uğramazdı! Milletvekilleri ve belediye başkanı, aile kurmayla
devlet bütçesi arasındaki önemli bağlantıları tespit ederek, işin taraflarına
baştan, devletin büyüklüğünü ve de ailede kimin sözünün geçeceğini de göstermiş
oldular. Bir kez daha aferin!
Aile dediğin önemli
müessese. Fabrika kurar gibi düşüneceksin. Birincisi aklı başında bir patronu
olacak. Üç günlük damat da bu işi kotaramayabilir. Ailenin patronu önce devlet,
sonra koca olmalı. Koca burada CEO’luk yapsın. Hani var ya colanın CEO’su,
bilmem neyin ceosu; onun gibi. Elbet her fabrikanın bir de çalışanı vardır.
Yani işçisi, ki burada kadınlarımız bu ulvi görevi vatan millet için üstlenmek
zorundadır. Aile, devletin talimatlarıyla kurulup büyütülmelidir. Üretim
bellidir. En az üç çocuk. Fazlası fabrikayı daha da zenginleştirir. İşçiler
biraz yorulacak ama olsun, önemli olan devletin, ailenin bekası, yani her daim
var olmasıdır.
Kadın milletine güven
olmaz diyerek işi başından sıkı tutmaları da iyi olmuş. Dizileri seyredeyim
diye üretimde aksamalara neden olmasınlar. CEO’sunun önüne üç kap yemek koymak
zorunlu. Gönlünü hoş tutmak da öyle. Başım ağrıdı, sırtım ağrıdı, bu gece olmaz
demeyecek. İşçi dediğin üretmek, kadın dediğin üremek zorunda! Eh CEO’lar da
biraz fedakarlık yapacaklar tabi. Özel günleri unutmayacaklar. Kadınlarını
mutlu edecekler. Ayaklarını denk alsınlar, devlet bu, şakası yoktur.
Çok yediğimden midir,
okuduğum haberden mi bilmiyorum, mideme kramplar girdi. Tek çocuk doğurarak
hayırsızlık ve vefasızlık numunesi olduğuma mı yanayım, midemin ağrısına mı
bilemedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder