30 Aralık 2010 Perşembe

ÇENGELLİ İĞNE-Ekmek ve Gül Aralık 2010 Sayısı Yazıları

Ayla Belek'ten ÇENGELLİ İĞNE  
 
İşçi dediğin üretmek, kadın dediğin üremek zorunda!  
 
Sabahtan beri bir şey yemediğimden kurduğum sofrayı biraz abartmışım. Saat de ne akşam ne ikindi... Tekrar yemek yemem diye düşünüp, sofradakileri sildim süpürdüm. Ardından bir de kahve; keyfime diyecek yok. Erkenden kendimi sokaklara attığımdan, gazetemi de okuyamamıştım. Ayaklarımı uzatıp, bir yandan kahvemi yudumlayıp, gazetemi okumanın zevkini süreyim derken, okuduğum haber dünyamı alt üst etti.
Bağcılar’da toplu nikah kıyılmış, evlenen çiftlere, en az 3 çocuk yetiştireceklerine dair yemin ettirilmiş. Yetmemiş, gelinlerden hesapsız alışveriş yapmayacakları sözü de alınmış.
Aferin onlara! Allah muhafaza; o gelinler, üç çocuğu yedirecem, içirecem, giydiricem, okutacam, gezdirip öğretecem derken, ipin ucunu kaçırsalar, battı bizim ekonomi! Hayırlı evlat tarlada yetişmiyor ki, istediğin zaman hasat edesin. Bu işin bir de bütçesi var. Koca koca milletvekilleri, kocca belediye başkanı, Başbakanın üç çocuk talimatını olduğu yerde mi bırakacaklardı? Vatanın milletin hayırlı evladı olduklarını göstererek, işin bütçeye yük kısmını da halletmişler. Zaten devletin bütçe açığının, cari açıklarının tek nedeni vardır, o da kadınların hesapsız alışveriş etmesi. Kadınlar çarşı pazar dolaşırken, onu da alayım, bunu da alayım diye gerekli gereksiz her şeyi almasalardı, kriz bizi teğet geçmez, yakınımıza bile uğramazdı! Milletvekilleri ve belediye başkanı, aile kurmayla devlet bütçesi arasındaki önemli bağlantıları tespit ederek, işin taraflarına baştan, devletin büyüklüğünü ve de ailede kimin sözünün geçeceğini de göstermiş oldular. Bir kez daha aferin! 
Aile dediğin önemli müessese. Fabrika kurar gibi düşüneceksin. Birincisi aklı başında bir patronu olacak. Üç günlük damat da bu işi kotaramayabilir. Ailenin patronu önce devlet, sonra koca olmalı. Koca burada CEO’luk yapsın. Hani var ya colanın CEO’su, bilmem neyin ceosu; onun gibi. Elbet her fabrikanın bir de çalışanı vardır. Yani işçisi, ki burada kadınlarımız bu ulvi görevi vatan millet için üstlenmek zorundadır. Aile, devletin talimatlarıyla kurulup büyütülmelidir. Üretim bellidir. En az üç çocuk. Fazlası fabrikayı daha da zenginleştirir. İşçiler biraz yorulacak ama olsun, önemli olan devletin, ailenin bekası, yani her daim var olmasıdır.
Kadın milletine güven olmaz diyerek işi başından sıkı tutmaları da iyi olmuş. Dizileri seyredeyim diye üretimde aksamalara neden olmasınlar. CEO’sunun önüne üç kap yemek koymak zorunlu. Gönlünü hoş tutmak da öyle. Başım ağrıdı, sırtım ağrıdı, bu gece olmaz demeyecek. İşçi dediğin üretmek, kadın dediğin üremek zorunda! Eh CEO’lar da biraz fedakarlık yapacaklar tabi. Özel günleri unutmayacaklar. Kadınlarını mutlu edecekler. Ayaklarını denk alsınlar, devlet bu, şakası yoktur.
Çok yediğimden midir, okuduğum haberden mi bilmiyorum, mideme kramplar girdi. Tek çocuk doğurarak hayırsızlık ve vefasızlık numunesi olduğuma mı yanayım, midemin ağrısına mı bilemedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder