14 Ekim 2010 Perşembe

Çocuklarımız yarış atı değildir !- Avcılar'dan Mektubumuz Var !

İlk eğitimden söz edersek ailenin belirleyici bir rol oynadığı görülür. Yeni doğmuş bir bebeğin henüz yeşermemiş bir fidan olması onun büyümesi, yeşermesi ve çiceklenmesi için gerekli koşulların hazırlanması gerekir. İlk iş aileye düşer. Fidanın suyu, ışığı gibi gerekli ihtiyaçlarını bir araya getirmeli ve karşılayabilmelidir. Ki dışardan da etkelenecektir fidan kuşkusuz. Bu dış etkeler yıkıcı olabilir ve olumsuz sonuçlar yaratabilir ama ilk adımı güzel atılmış bir başlangıç mutlaka güzel sonuçlara ulaşacaktır. İlköğretimde verilen eğitimi önemli bulmuşumdur. Çocuğun alışkanlıkları ve yürüyeceği o yolda ki ilk adımdır. Ülkemizde pekte sağlıklı olmayan eğitim şartları bir çok öğrenciyi kötü etkelemektedir. Maddi manevi sorunlar yaratmaktadır.
Nursen Öztürk'ün mektubu...



Parasız eğitim olarak söylenen eğitim sistemi başlı başına sömürü ve zorbalık içerisinde ilerlemektedir. İlkokulda alınan aidat akabinde ortaokul, lise ve üniversiteden bir çok bahaneyle alınan paralara, çoçuğun ve gençlerin iyi bir eğitim görmesi için katlanan veliler zor durumda kalmaktadırlar. Eğitim sistemi bozukluğu nedeniyle durumu iyi olan veliler, çocuklarını özel ders, dershaneler, kurslar vb kurumlara göndermektedir; halbuki düzgün bir öğrenim ve yeterli koşullarla bu ticarethanelere gerek yoktur. Bu keşmekeşin içinde savrulan öğrenciler, gençler hayatın bir köşesinden tutunmaya çalışmaktadırlar. Hem çalışıp hem de okuyan çocuk işçiler ve üniversite öğrencileri gibi...
Bir yanda Alevi çocukları, Kürt çocukları ve bu ülkede yaşayan işci ve emekçi çocuklarının bazı istekleri vardır ki bu istekler onların hakkıdır aslında. Alevi çocuklarının zorunlu din derslerine girmelerine, Kürt çocuklarının ana dillerinde eğitim görememelerine, işçi ve emekçi çocuklarının maddi zorluklar yaşamalarına hükümet kulaklarını tıkamaktadır.
Bir anne ve kadın olarak yaşamın bir çok noktasında zorluklarla karşılaştım. İsteğimiz çocuklarımızın iyi eğitim almaları. En güzel çağlarında kıyasıya yarışan gençler ve öğrenciler en verimli zamanları bu yarışa adayıp birbirlerini geçmeye çalışmaktadırlar. Zoraki bir yarıştır bu. Doğal olarak anne ve babalar da bu yarıştan etkilenip, çocuklarını bu yarışa sürmektedirler. Bu büyük bir haksızlıktır. Çocuklarımız birer yarış atı değildir. Ülkem bir sınav cumhuriyeti olmuştur ne yazık ki.
En zor zanaat insan yetiştirmektir, demiş bilginler. Demek çağlar ötesine dayanır öğrenmek, eğitilmek. Sistemin çürümüşlüğü kuşatmış bütün olguları, insani ne varsa tutsak etmiş kendine. Bunun bir yolu olmalı, dur demeli. Hep birlikte, güçle, mücadeleyle ışık tutmalıyız geleceğe. Çaresiz değiliz, umut ellerimizde, yüreğimizde. Onlar bir avuç sahtekar bizler ise milyonlar, yani kadınlar.
Nursen Öztürk
Avcılar/İSTANBUL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder