5 Aralık 2010 Pazar

TMMOB SÖZÜNÜ SÖYLEDİ: ERKEK DERSEM ÇIK- KADIN DERSEM ÇIKMA!-Kırkyama 3 Ekim 2010

Türkiye Mimar Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) içinde mücadele veren, TMMOB’ye emek veren biz kadınlar; kapitalist sistem içinde, tek başına kadın mücadelesi vermenin ve çözümü sadece sistem içinde aramanın ne kadar anlamsız olduğunu biliyoruz. Bu nedenle bugün toplumsal muhalefetin önemli unsurlarından biri olan; mesleki, demokratik kitle örgütümüz TMMOB’de yer alıyor, güçlerimizi birleştirmeye çalışıyoruz. Fakat ne yazık ki, 2008 yılı sonu itibarı ile yapılan sayımlara göre TMMOB’deki kadın üye oranının yüzde 18.55 olması, bize kadınların örgüt içinde yer al(a)madığını gösteriyor. Bugün de bu oranın çok değişmediğini biliyoruz.


KADINLAR ÖRGÜTLÜ
TMMOB DAHA GÜÇLÜ

Tüm bunların ışığında, yaşadığımız sorunların tespitinde ve çözümünde bir örgütsel mekanizmaya ve birlikte mücadele etmeye duyduğumuz ihtiyaç üzerinden, TMMOB’de etkin olarak var olabilmenin önünü açacak politikalar ve örgütlenme modelleri geliştirmek için, 21-22 Kasım 2009’da İstanbul’da, 389 kadın katılımı ile 55 yıllık TMMOB tarihinde ilk kez gerçekleştirilen ve gelenekselleştirileceğine inandığımız Kadın Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları Kurultayını yaptık. Kurultaya hazırlık aşamasını bir örgütlenme süreci olarak ele aldık. Bu amaçla çıktığımız yolda; temel hedeflerimizi yerine getirirken kadın üyelerle tanışmayı, dayanışmayı ve TMMOB organları içinde örgütlülüğümüzü güçlendirmeyi hedefledik. Onlarca kadın meslektaşımızın aktif katılımı ile çeşitli bölge toplantıları düzenledik, kurultaya kararlar taşıdık, birçok ilde, oda ve şubesinde kadın komisyonlarımızı kurduk.
Kurultay süreci biz kadınlara çok şey öğretti. Kurultaya hazırlanırken, dayanışmayla, özveriyle ve emekle yapılan çalışmalarla; birbirimizi tanıdık, sorunlarımızı paylaştık ve temel hedeflerimizi gerçekleştirmeye yönelik çözüm önerilerimizi ortaklaştırdık. TMMOB tarihinde belki de ilk olarak, siyasi farklılıkları gözetmeden ortak talepler etrafında birleşme becerisini, birlikte davranma iradesini gösterdik.
“Kadınlar örgütlü, TMMOB daha güçlü” şiarıyla çıktığımız bu yolda, o kadar da kolay yürüyemedik elbette. Sürekli engelle karşılaştık. Elbette biliyorduk ki TMMOB’deki eril ve hiyerarşik yapı ve bu yapının parçası olan hakim anlayış; kadın örgütlenmesine karşı direnç gösterecekti. Tüm engellemelere karşı; verdiğimiz mücadeleye olan inancımızla, güçlendik; direnç ve tecrübe kazandık. 

Boran Başak Koç' un Yazısı..
Elektrik Mühendisleri Odası Delegesi
1. Kadın Mühendis Mimar Şehir Plancıları Kurultayı Düzenleme Kurulu Başkanı  




KADIN HAREKETİ
SINIF MÜCADELESİNİ BÖLER Mİ?

TMMOB 41. Genel Kurulu’na kurultay kararlarını ve taleplerimizi önergeler yolu ile taşıdık. Zaman yetersizliği nedeniyle görüşülemeyen önergelerimizin büyük çoğunluğu, 24-25 Eylül 2010 tarihlerinde gerçekleştirilen TMMOB Olağanüstü Genel Kurulu’nda görüşüldü. Her ne kadar genel kurul delegesinin çok küçük bir yüzdesini oluştursak da, yoğun tartışmalarla harmanladığımız görüşlerimizin TMMOB görüşleri haline gelmesini sağlamak için kürsüyü kullanarak kadın çalışmalarının, Kadın Kurultayı kararları doğrultusunda yürütülmesi gerektiğini savunduk. Kadınların örgüte aktif katılımları için örgütlenme modelleri ve pozitif destek yöntemleri önerdik. Genel kurulun kadınların iradesini kabul etmesinin, örgütün güçlenmesi açısından önemli bir adım olacağını anlattık. Eşit, katılımcı, kolektif anlayışın sağlanabilmesi için kadınlar lehine pozitif tedbirlerin oluşturulmasının örgütümüzü daha güçlü kılacağını ifade ettik.
Buna karşılık, önergelerimizin aleyhine söz alan ve genellikle de TMMOB ve birimlerinde yönetim kademelerinde bulunan kişiler, erk olmanın da avantajlarını kullanarak; delege üzerinde baskı oluşturdular. Kadın mücadelesini; “sınıf mücadelesini bölmeye çalışan bir anlayış” olarak gösterip bu mücadeleyi veren biz kadınları “liberalizme kaymak”la suçlayarak, tabandan gelen ve ciddi bir katılımla oluşturulan kadın çalışmasının meşruluğuna gölge düşürerek marjinalleştirmeye uğraştılar. Maalesef genel kurul yönetim biçimi ve delege iradesine müdahale ile ilgili tüm kaygılarımız haklı çıktı ve yaptığımız tüm uyarılar cevapsız kaldı. Delegelerin büyük çoğunluğu, hâkim görüş tarafından belirlenmiş olmanın da etkisiyle, manipülasyonlara karşı duramadı ve kağıt üstünde kalan, çalıştırılamayan Kadın Çalışma Grubu’nun çalışır hale getirilmesi için verdiğimiz önerge başta olmak üzere önergelerimizin neredeyse tamamına olumsuz oy kullandılar. “Kadın çalışmalarının önünde hiçbir engel yok ki, siz istediniz de biz mi engelliyoruz” vb. söylemlerle o gergin ortamda bizleri kendilerine güldürebilmeyi başardılar. Bununla da yetinmeyerek; kurultay kararlarımız içinden kadınların aktif katılımlarını sağlayacağını düşündüğümüz örgütlenme modellerimizi çıkartarak, kararlarımızı revize ederek, ‘TMMOB teamüllerine uygun’ hale getirilmiş önergelerini, 6 oda başkanının isimleriyle sunarak oy çokluğuyla kabul ettirdiler.
Böylece bu kurultaya emek veren kadın üye tabanı hiçe sayılmış; biz sizin yerinize karar veririz, biz sizden iyi biliriz anlayışı ile bizlere haddimiz bildirilmeye çalışılmıştır. Ne yazık ki, Ücretli İşsiz Mühendisler Kurultayı’nın kararlarının taşındığı önergeler de aynı saldırılara maruz kalmıştır.
Bu durum zaten toplumun hemen her kademesinde dışarıda tutulmak istenen grup olarak bizlere; iş hayatında kadın - erkek olarak ödeyeceğimiz bedellerle mücadele etmekle uğraşırken, örgüt içinde de ödemek zorunda olduğumuz bedeller olduğunu, cinsiyet ayrımcılığının bir kez daha ne kadar derinlerden geldiğini ve hayatımızın her alanında farklı kodlara bürünerek karşımıza çıktığını göstermiştir.
Bu süreç bizleri her ne kadar yormuş olsa da, çalışmalarımızı TMMOB 1. Kadın Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları Kurultayı’nda alınmış kararlar ışığında dayanışmayla ve emekle sürdürmeye devam edeceğiz. Binlerce yıldır karşı karşıya kaldığımız ayrımcılığın, ötekileştirmenin, ezilen cins konumunda kalmanın yarattığı tahribat ve edilgenlik bütün hayatımızın üstünde bir karabasan gibi duruyor ama biz kadınların binlerce yıldır biriktirdiği deneyim, kararlılık, mücadele ve değiştirme azmi de her ne pahasına olursa olsun güneşe ulaşmakta ısrarlı. Her zamankinden daha kararlı, daha azimli ve daha dirençliyiz.


(TMMOB 41. Dönem Olağanüstü Genel Kurulu’na sunulan, kabul ve ret edilen önergeleri görmek için www.teknikemek.org  adresine bakabilirsiniz.)


Aslolan örgütlü güç ve dayanışma

Hatice Erbay (Jeoloji Mühendisleri Odası Delegesi): Son genel kurul, TMMOB’nin bu coğrafyadaki toplumsal mücadelenin ve demokratik taleplerin çok gerisinde bir örgüt olduğunu bize tam olarak gösterdi. Kapitalizmin ürettiği cins ayrımcılığını, cinsyetçi işbölümünü görmezden gelmeye devam etmesi, aslında TMMOB’de erkek egemenliğinin nasıl kurumlaştığını ve yönetsel erkle ayrılmaz bir bütün olduğunu ne yazık ki acı bir şekilde ortaya koydu. Bu yapı kadınların sesini duymadı, mücadelelerini görmek istemedi, bu da bize erkekliğin “ilerici demokrat” örgütlerde dahi ne kadar güçlü bir iktidar olduğunu ve demokratik ilerlemenin önünü kesen önemli güçlerden biri olduğunu çok açık olarak gösteriyor. Uzun ve zor bir mücadele olacağı kesin. Fakat aslolan kadınların örgütlü gücü ve kadın dayanışmasının hayata geçmesi. Yaptığımız kadın kurultayının bunun için bizlere güçlü bir zemin hazırladığını düşünüyorum.

Sorunlara halka halka bakılamaz, bu bir zincirdir

Berivan Öncel (Gıda Mühendisleri Odası Delegesi): Geçtiğimiz hafta, eksik kalan genel kurulu tamamlamak üzere Ankara’ya gittik. Ancak hem katılım anlamında daha fazla eksildiğimizi hem de kadın mücadelesi konusunda ne kadar eksik kalındığını gördük. TMMOB artık tabanından kopmuş, merkeziyetçi, statükocu bir elitler kulübü olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor. Kadın meselesi deyince, böyle bir meselenin aramızda olmadığını iddia edenler, TMMOB’nin daha öncül sorunları olduğundan ve öncelikle bunlar için hep beraber mücadele etmemiz gerektiğinden dem vuruyorlar fakat sorunlarını red ettikleri grubun katılımını bekliyorlar ya da bekliyormuş gibi yapıyorlar.
TMMOB kendini demokrat olarak adlandırıyorsa, sorunlara halka halka bakamaz, bu bir zincirdir. İçinde bulunduğumuz sistem, kapitalizm kimlikleri, cinsiyetleri, meslekleri içinde bulunduğumuz doğayı sömürüsüne göre şekillendirir ve yönetir. Bu durumda etnisiteye bakış açınla kadına bakışın ya da doğaya, işçiye/çalışana bakışın birbiriyle çelişir olamaz. Çelişiyorsa ya düşündüklerini söylemiyorsundur yani tribünlere oynuyorsundur ya da manifestonda ciddi sıkıntılar vardır.
Aslında sadece kadın sorununu incelesek, uğraşını verdiğimiz bir çok meseleyi kapsadığını göreceğiz. Kadın=emek, çocuk, gıda, tüketim, eğitim, sokak, cinsellik, iş, ücret... Sonuçta teoride kadın ve erkek eşittir ve bunların hepsi insana dair sorunlardır, ancak pratikte kadınların toplumsal ve ailesel sorumlulukları daha fazla olduğundan kadınların temsiliyeti kesinlikle hafife alınamaz ve toplumsal mücadeleye katacakları göz ardı edilemez. TMMOB, kadın meselesi ve çözümü olan temsiliyetini önemsemeyerek üyelerine karşı bir sorumluluk duymadığını açıkça göstermiştir. Kadınlara burası dernek değil diyerek “git başka yerde örgütlen” demek istemiştir. Şunu açıkça belirtmeliyim ki, kadınlar TMMOB içinde örgütlenmek istiyorsa orada örgütlenir, bunun bir engeli yoktur, bu TMMOB yönetimi olsa dahi.

 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder