7 Eylül 2010 Salı

Eğitim Dönemi Başladı, Dert Kapısı Açıldı- Ekmek ve Gül Dergisi Eylül 2010 Sayısı Yazıları

Eğitim Dönemi Başladı, Dert Kapısı Açıldı

Referandum tartışmaları, Ramazan, bayram derken şimdilik pek konuşulmuyor ama anne babaların en büyük derdi olan eğitim döneminin başlamasına az bir zaman kaldı.
Okul hazırlıkları alışveriş kısmı henüz olmasa da stres kısmıyla başladı. Bir yandan bağış adı altında toplanan paralar, diğer yanda okul masrafları, servis ücretleri… Dert edinecek çok şey var. İstanbul’da çeşitli semtlerde oturan kadınlar, artık herkesin hakkı olmaktan çıkıp parası olanın satın aldığı bir lüks haline gelen eğitimle ilgili düşüncelerini dergimize anlattılar.



Bizim onurumuzla oynamasınlar
Türkmen Kılıç (Pendik/ Aydos Ertuğrulgazi Mahallesi): Eşim bir restoranda asgari ücretle çalışıyor. İki kızım var. Özge Melis lise üçüncü sınıf, İlkay ilkokul altıncı sınıfta.
Eylül ayı bizim için sıkıntı ayı. Okuldan kabarık bir liste veriliyor, bununla da kalmıyor yıl sonuna kadar yedek kitaplar isteniyor. Hükümet kitapları veriyor, ama okul bizden özel kuruluşların çıkardığı kitapları da almamızı istiyor. Geçen yıl 60 lira aidat parası istediler, bu sene ne kadar olacak bilmiyorum. Aidatların ve kayıt paralarının alınmayacağını söylüyorlar ama ödenmediği zaman çocuklarımızın ellerine şu aylar aidatlarınız ödenmedi diye zarf verip gönderiyorlar.
Asgari ücretle geçiniyoruz, hangi parayla bir de okul hazırlığı yapacağımı bilmiyorum. Ben AKP’den ne kömür ne bir paket erzak istiyorum, kimseye muhtaç olmadan yaşamak istiyorum. Başbakan okula giden çocuklara şu kadar yardım veriyoruz, diye söylüyor, bu yardımları fakirlik belgesi götürmeden vermiyorlar. Bizim onurumuzla oynamasınlar. Bir de bizden referandumda ‘evet’ oyu istiyor. Eğitim ve sağlığın parasız olarak hakkımız olduğunu da Anayasa’ya koysunlar da ben de ‘evet’ diyeyim.

Ne yapacağımızı bilmiyoruz
Şehriban Çotal (Pendik/Sülüntepe Mahallesi): Dört çocuk annesiyim. Eşim emekli ben de arada gündelik iş bulursam çalışıyorum. Ortaokuldaki oğlumun okulunda geçen yıl okul yönetimi devlet bütçe ayırmıyor diyerek velilerin her ay 15-20 lira aidat ödemesini zorunlu kıldılar. Okulların açılmasına az bir zaman kaldı, fakat çocuğumun ihtiyaçlarını karşılayabilmiş değilim. Ortaokula giden çocuğumu okul ihtiyaçlarını karşılayabilelim diye hurda kâğıt toplatmaya yolluyoruz. Evin ihtiyaçlarını karşılayamaz durumdayız, bir de okulun ihtiyacını karşılamayı mecbur hale getirdiler. Ne yapacağımızı bilemiyoruz.

Devlet bütçe vermezse eğitim nasıl parasız olacak?
 Şükriye Fırat (Pendik): Ben okul aile birliği başkanlığı yaptım. Bağış adı altında para alınması etik değil ama devlet eğitime bütçe ayırmayınca okul da veliden topluyor, ne yapsın! Toplantılarda özellikle anlatıyorduk devlet bütçe vermiyor, biz ödüyoruz hizmetli maaşlarını diye… Nerede kaldı parasız eğitim? Devlet okulu güya ama yine de para ödeniyor. Okullar zor durumda, hele de kırsal kesimlerin okulları... Para işlerine müdür ya da idareci yanaşmıyordu. İnsanlarla ben yüz yüze geliyordum. Bir çok yoksul emekçi ailenin içler acısı durumuna tanık oldum, kaldı ki kayıt parası versin! Sınav zamanı çocukları beklerken Moda’dan bir kadınla sohbet ettik. O da aile birliği başkanıymış. Bana bağışların nasıl gittiğini, kaç para aldığımızı sordu. Ben de ancak 20-30, kim ne verebilirse dedim. Güldü. ‘Bizim şu an bankada 2 yıllık hizmetli maaşını karşılayacak paramız var, biz en az 500-1000 alıyoruz’ dedi. Ben de burası Tuzla, Moda değil, buradaki ailelerin durumu belli diyebildim. Aile ayakkabı alıp çocuğunu okula zor gönderiyor.

Okul giderlerini düşündükçe afakanlar basıyor
Şükran Kandil (Alibeyköy): Dört torunumla birlikte toplam 10 kişi yaşıyoruz. Eve üç kişinin maaşı giriyor, eşimin emeklisi dâhil. Fakat yine de yetmesi mümkün değil. Bu sene torunlardan biri yeni okula başlıyor. Diğerleri 3, 4 ve 8. sınıfa gidecek. Henüz okul için hiç bir hazırlığımız yok. Önlükler, defterler diğer okul giderlerini düşündükçe afakanlar basıyor. Eskiden bayramlarda beş tepsi baklava yapardım. Bolca malzeme koyup gelen gidenle paylaşırdım. Şimdi bir tepsi baklava yapıp ortaya çıkartırsam sevineceğim... Her bayramda çocuklarıma, torunlarıma bayramlık alırken şimdi eskilerle idare ediyorlar. Bu bayram belki gönüllerini almak için ekonomimize uygun bir şey alabiliriz. Biz kendimizden vazgeçtik zaten, onların sevinmesiyle avunacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder