21 Kasım 2010 Pazar

Bir işyerinden şiddet öyküsü-Ankara'dan mektubumuz var...


Bir işyerinden şiddet öyküsü


Kadının eğitimli ya da yönetici olması kadın olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Kadın olmanın zor olduğu ülkemizde çalışan kadın olmak daha da zor. Evde fazlasıyla sorumlulukları olan ve istismar edilen kadın, iş hayatına geldiğinde ise küçümsenerek cinsel obje olarak bakılmaktadır.
Üniversiteden mezun olduğum dönemde yeni yaygınlaşmaya başlamış olan insan kaynakları bölümü dikkatimi çekti ve bu alanda iş arayışım oldu. Okulda gördüğüm tüm uygulamaları tam anlamıyla gerçekleştirmek için bir yola çıkmıştım, yaşayacaklarım ya da göreceklerimden bi haber... Ve hayal kırıklıklarım...
Büyük bir şirketin İnsan Kaynakları Bölümü’nde kısaca İK Müdürü olarak işe başlamıştım. Eğitimler, kariyer planlamaları, ücretlendirmeler, işçi sağlığı vb konularda atılımlar yapmaya başladıysam da benden daha iyi bilen, bildiğini iddia eden erkek yöneticilerin olması benim durumumu kısıtlıyordu. Özellikle muhafazakar şirketlerde, erkek egonun daha çok arttığı ve kurumsallaşma içinde aslında farklı yapılaşmalara yol açtığı da bir gerçek. 

Gülçin İnan'ın mektubu....



Ben daha iyi bilirim diyen kişiler, siz işinizi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışırken ve kendinizle bu işi başardığınız için gurur duyarken, yaptığınız işleri  karşısına götürdüğünüzde  küçümseyen bakışlar ya da hakaret içeren sözlerle karşılaşırsınız. (Gerek kişiliğinize, gerekse yaptığınız işe dair ) Ne kendinize güveniniz kalır ne de kurumlaştırmak istediğiniz şirketinize ve yöneticiliğinize...
O an ne diyeceğinizi bilmez ve işsiz kalma korkusuzla susarsınız, ama sustukça üstünüze daha çok gelir bu söylemler, her geçen gün artarak devam eder.. Size verilen ücretle satın alınmış bir mal gibisinizdir…
Ve özellikle bahsettiğim toplumda hiç beklemediğiniz yemek teklifleri, farklı bakışlar hissetmeye başlarsınız… Bu tekliflere hayır demeniz daha çok laf işitmenize ya da işinizin beğenilmemesine neden olur.
Karşılaştığım ve en şaşırdığım durum ise şirkette bazı pozisyonlarda alınan bayanların erkek yöneticilerle belli bir süre sonra daha yakınlaşması ve hızlı bir şekilde kariyerlerinde yükselmeleri olmuştu. Kadınların bu derece kullanılması, yöneticilerin ise hem iş yaptırıp hem de ağızlarına gelen küfürleri en ileri dereceye kadar çıkarmalarına ya da kimi zaman ellerine geçen her hangi bir eşyayı fırlatmalarına kadar giden hareketlerine sebebiyet vermektedir.
Bunları fark eden ve tekliflerine itiraz edenlerden biri olduğum için 6 yıllık iş hayatımdan kötü bir şekilde ayrılanlardan biri oldum. Ama yine de umutlarını kaybetmemeli insan. Daima dik ve kendi ayaklarımızın üstünde, kendi kişiliğimizin doğrultusunda yaşayabileceğimiz ve geliştirebileceğimiz şirketler mutlaka vardır diye düşünüyorum.

Gülçin İnan / ANKARA


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder