21 Kasım 2010 Pazar

Çengelli İğne-Ekmek ve Gül Kasım 2010 Sayısı Yazıları

Ayla Belek'ten ÇENGELLİ İĞNE


Banyo

Köpük köpük saçlarımı durulamak üzereyim. Kuaförlerde yaptıkları gibi, masaj da yapmak istedim. Şampuan gözüme kaçtı. Bebekler için olanından değil. Elim alelacele musluğa giderken, banyo kapısından seslendiler.
- Beyaz gömleğim nerede?
- Biri ütüsüz, diğeri de askıda.
- O değil. Çift cepli olan.
Tuh! Tuzak soruya takıldım. Hep şampuan yüzünden.
- Yakasız olanı mı soruyorsun?
- Evet.
- Gardırobun soldan ikinci rafında. Arkaya doğru katlı duruyor.



Gözlerim yanıyor. Bir an önce sınavı başarıyla bitirme gayretindeyim, neyse ki zaman kazandım. Gardırop kapısının gıcırtısı, duştan akan suyun sesini dahi bastırıyor. İhmal etmeden yağlamalıyım diye düşünürken, kapım açıldı.
- Bu beyaz gömlekten bahsetmiyorum. Penye olanını demiştim.
Kafamı duş perdesinden çıkartarak konuştum.
- Aman! Yaz başı eskimiş görüp yer bezi yaptım ya. Atarken sana da sormuştum. Öbürü de çift cepli, onu giysene. Elindekini düzgün katla yerine koy. Tekrar ütülemek zorunda kalmak istemiyorum.
Bu sefer sorular peş peşe, duştan akan suyla yarışır gibiler.
- Kredi kartının son günü. Ekstreyi nereye koydun?
- Faturalarla aynı dosyadaydı.
Heyecanlanmazsam sınav soruları vız geliyor. Aynı anda sıcak suyun verdiği rehavet zihnimi pelteleştiriyor. Hayır. Buna izin veremem. Her an yeni bir soruya cevap vermem gerekebilir.
- İşyerinden getirdiğim vida örneğini nereye koydun?
- TELEKOM faturası zarfının içinde, mutfakta, buzdolabına yakın çekmecenin sağ kenarına doğru duruyor.
En zor soru buydu.
Sınavın bu bölümünün bitişiyle banyomun bitişi aynı dakikalara rast geliyor. Kurulanıp çıkana kadar yeni soruyla karşılaşmadım. Hayra alamet değil. Evdekiler nereye gitti. Telaşla çıkıyorum. Korkulacak bir şey yok. Ev halkı olağan sabah koşturmasında. Herkes aradığı şeyi sormaya devam ediyor.
Halbuki düzenli bir ev bizimkisi. Eşyaların yeri belli. İş ki kullanılan malzeme, tekrar aynı yere konsun. Hoş görevim gereği, ortalıkta bulunan, yerini kaybetmiş şeyleri tekrar yerleştiririm. Yerleştirmekle de kalmayıp, yerlerini öyle bir ezberlerim ki sordukları anda elleriyle koymuş gibi bulacakları cevapları verebileyim.
Saçlarımı kuruturken iyi durulayamadığımı fark ettim. Neyse bu sefer sert saçlarla gezeyim. Hiç olmazsa her biri bir tarafa uçuşmaz.
Banyonun kapısı sert bir şekilde yeniden açıldı.
- Yağmur başladı. Kapşonum nerde?
Eyvah. Hatırlayamıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder