17 Ağustos 2010 Salı

Ankara’dan kim gelir?-Ekmek ve Gül Dergisi Ağustos Sayısı Yazıları

Ankara’dan kim gelir?


Ev köşe bucak üniversiteden gelen kızla birlikte temizlenir. Renkli deterjanlar kullanıp, renkli bezlerle silersin tozlu ve gri yerleri. Yemek yapmayı öğrenirsin. Renkli sebzeler sıraya konulur. Unutmaman gereken püf noktalar o kadar çoktur ki artık ders kitaplarını özlemeye başlamışsındır. Evin kuralları YÖK’ün yönetmeliklerinden daha etkili olabilir.

 Burcu Yılmaz*'ın yazısı...


Ankara’dan ağabeyler gelince evlerde bayram havası olur. Bir sinemanın önünde siyah beyaz bir film varken; anne babalar kardeşleri çok severmiş.
Bu şarkıyı herkes mutlu mesut aile ortamını düşleyerek; tatlı bir tebessümle dinler. Ankara’dan gelen ağabey büyük ihtimalle üniversiteden gelmiştir. Ve yaz tatilinde özlem giderecek, arkadaşlarıyla gezecek tozacak, vakit geçirecektir.
Eğer şarkı Ankara’dan ablam gelmiş; evde bir bayram havası diye yazılsaydı tebessümümüz suratımızda donup kalabilir. Siyah beyaz filmlerin yerini renkli deterjanlar, kumaşlar, sebzeler, duvarlar alırdı.

Memleket yollarında
Üniversiteye gitmek için harcanan onca çaba her genç kız için katmerlidir. Bütün badireleri atlatarak sınava giren, sınavı kazanıp tercih yapan, tercih yapıp ailenin olmadığı bir memlekete gidip üniversiteye başlayabilen her genç kız için yaz tatilleri hayatlarda önemli bir yer tutar. Bütün bir sene boyunca yaza dair planlar yapılır. Keşke yaz okulu açılsa da, fiyatı da uygun olsa da eve gitmeyip okulda kalsam. Keşke bir yerde staja başlasam da eve gitmemek için bahanem olsa. Keşkeler bitmez. Ancak bir gün gelir bakmışsınız ki finallerin son günü biletinizi almışsınız. Memleketin yolunda giderken otobüste yanınızda oturan teyzeye hangi üniversitede okuduğunuzu, bitirince ne olacağınızı, hangi yurtta kaldığınızı, yurtta yemek yapıp yapamadığınızı, en son gece kaçta yurda girebildiğinizi anlatırken bulursunuz kendinizi. İşte başlamıştır!
Memleketin henüz yolundayken fark edersiniz. Bu sene de sıcak kumlardan serin sulara atlayan siz olmayacaksınız.

Renkli günler
İlk günler cicim ayları. Çabuk geçer. Önce dersler hakkında hesaplar verilir. Arkadaşlarınla boş zamanlarında ne yaptığın çaktırmadan sorulur. Bütün bu sorular final sınavlarında sorulanlardan daha zordur. Gerçekten külyutmazlar. Kopya tekniklerinin hepsi boşa düşer. Sonra başlar renkli günler. Üniversitede okuyan kız çocuğu akrabalarına gösterilir; övünülür. Komşuların, akrabaların, kardeşlerin okulla ilgili sıkıntıları dinlenir. Fikirlerin sorulur ama pek de ciddiye alınmazsın. Asıl senin ihtiyacın vardır nasihatlere çünkü. Kızım fazla gezme, hocalarla takışma, derslerine iyi çalış, yurtta yemek yap, sevgilin olsun ama yakın olma gibi ritüel haline gelen öğütleri dinlersin.
Şimdi başlar renkli günler. Ev köşe bucak üniversiteden gelen kızla birlikte temizlenir. Renkli deterjanlar kullanıp, renkli bezlerle silersin tozlu ve gri yerleri. Yemek yapmayı öğrenirsin. Renkli sebzeler sıraya konulur. Mutfağa beyazdan mora kadar dizilir. Önce beyaz olanı sonra yeşili sonra kırmızıyı karıştırırsın. Onların üzerine sıvı yağ ile tuz eklersin. Unutmaman gereken püf noktalar o kadar çoktur ki artık ders kitaplarını özlemeye başlamışsındır. Annenle birlikte yemeğin pişmesini beklerken televizyondaki kadın programları ve dizilerle avunursun. Önce bunların ne kadar gereksiz ve saçma olduğunu düşünürken sonradan sihirli dünyalardan kaybolup gitmek cezb eder seni. Öyle ya artık bu dünyaları izlemesi beklenen seyirci kitlesinden birisin. Elinde renkli kumaşlarla nasıl bir elbise diksem diye telaşlanırsın.

Sayılı gün çabuk geçer
Günler çabuk geçer. Evin renkli duvarları dışarıya çağırır. Çıkıp dolaşmak, okuldaki gibi arkadaşlarınla buluşup çay içip; sohbet etmek istersin. Ancak renkli duvarların çağrısına kulak vermez evdekiler. Hayatta; evin kuralları YÖK’ün yönetmeliklerinden daha etkili olabilir. Boykot örgütlemek kolay değil. Hem sayılı gün çabuk geçer. Memlekette sosyal hayatı kim kaybetmiş ki biz bulalım.
Dönüş vakti gelir. Yeni bir dönem başlayacak. Üniversiteye geri dönecek evin tatlı ablası. Evdeki bayram havası sona erecek. O zaman üniversite yolları çabucak geçer. Arkadaşlarını yeniden görme sevdasıyla binilir otobüse. Yanındaki teyzeye hangi üniversitede nasıl okuduğunu anlatacaksın belki ama yarın ne renkli dünyan ne de nasihatler olacak.
*ODTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder