18 Ağustos 2010 Çarşamba

Fabrikadaki gündem; İnegöl’deki olaylar ve referandum-Bursa'dan mektubumuz var...!

Bursa'dan mektubumuz var !

Fabrikadaki gündem; İnegöl’deki olaylar ve referandum
Çalıştığım fabrikada kadınlar, son günlerde yoğunlaşan çatışmalı ortamı tartışıyor. Bazı arkadaşlar AKP’nin Kürtlere fazla tolerans tanıdığını, Kürtleri şımarttığını söylerken; bazıları AKP’nin demokrat bir parti olduğunu, her şeyin güzel gittiğini AKP’yi istemeyenlerin ortalığı karıştırdığını söylüyor.
Demirtaş Organize’den bir kadın tekstil işçisi kadının mektubu...

26 Temmuz günü radyoda haberler İnegöl’de Doğulu ve Türk dolmuş şoförleri arasında tartışma çıktığını; daha sonra Doğulu olanın arkadaşlarıyla gelip, kahvede tartıştığı kişileri bıçakladığını söyleyince, işçiler önce olayın Bingöl’de olduğunu sandı ve ilgisiz davrandılar. Bazıları Bingöl’de bu tür olayların her zaman olduğunu, Doğu insanının buna alışkın hatta yatkın olduğunu söyledi.
Sonra olayın Bingöl’de değil İnegöl’de olduğu anlaşılınca büyük tepki göstermeye, tartışmaya başladılar. Bazıları Doğuluların “içimize kadar girdiğini” ve “bunları yaşatmamak gerektiğini” söylemeye başladılar. Biz de bunun yanlış olduğunu, herkesin bu ülkenin her yerinde yaşamaya hakkı olduğunu; bizlerin de bir yerlerden göç ettiğimizi ve öldürerek hiçbir şeyin çözülmeyeceğini anlattık. Böyle söyleyince bize katılan başka işçiler olduğunu da gördük.
Aynı gün paydosa tam 10 dakika kala ustalar ellerinde referandum kâğıtlarıyla yanımıza geldiler. Kâğıtları dağıtarak; hemen işaretlememizi istediler. Pusuladaki “evet”, “hayır” ve “kararsızım” seçeneklerinden birini seçmemiz gerekiyordu. Pusulanın üstünde de yalnızca şu an mecliste bulunan partilerin amblemleri vardı.
Bir kısmımız “hayır” derken, bir kısmımız “evet” dedik; ama etrafımızdakiler “evet” deyin diye sesleniyorlardı. Fakat görüntü işçilerin referandumun içeriğini bilmediği yönündeydi. Sonra hemen topladılar pusulaları ve içerde patronla birlikte ustalar zarfları açtılar.
Fabrikanın çalışma koşullarına gelirsek; Mayıs ayından bu yana yoğun mesai yapıyoruz. İşçiler bundan bunalmış durumda; fakat bunu fazla tartışmıyorlar. “En azından işimiz var” diyorlar. Bunun yanı sıra fabrikada yoğun bir dinsel propaganda var. Fabrikada birkaç çift Harun Yahya kitabı var, bu kitaplar işçiler arasında elden ele dolaşıyor ve işçiler bunları okuyorlar. Benim gibi düşünen işçilerin sayısı çok az ve biz de bazı şeyleri değiştirmek için şimdilik yetersiz kalıyoruz.
Demirtaş Organize’den bir kadın tekstil işçisi / BURSA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder