17 Ağustos 2010 Salı

EKMEK ve GÜL Dergisi Ağustos Sayısı Çıktı...

12 Eylül Anayasası’na da AKP yamasına da HAYIR!

Merhaba!
Bir aylık bir aradan sonra yeniden birlikteyiz.

Bu yaz gerçekten çok sıcak geçiyor. Bir yanda bunaltıcı sıcaklar, bir yanda daha şimdiden başlayan eylül telaşı. Okullar açılacak, masraflar artacak, kışa hazırlanmak lazım... Ama yine de aklımızın fikrimizin bir köşesinde hep tatil vardır. Kimimiz gitti geldi, kimimiz belki şimdi tatilde, kimimiz tatile çıkmaya henüz hazırlanıyordur... Aramızda hiç tatil yapmamış olan da, tatil deyince memlekete gidip aile büyüklerine yardımcı olmayı anlayan da, okullar kapalı olduğundan çoluk çocuk derdinin büyümesinden şikayetçi olan da var... Ama işte yaz her rağmen yaz güzeldir ve tatil çıkamasak da, gidemesek de gündemimizden hiç gitmez.
Dergimizde bu ay “Bu sıcak yaz aylarında emekçi kadınlar ne yapar?” sorusunun yanıtlarını bulacaksınız: Kızgın güneşin altında pamuk tarlalarında, kayısı bahçelerinde, fındıkta çalışan çoğunluğu kadın mevsimlik tarım işçilerini... Gündelikçi olarak çalışan kadınların “çalışmak ve kışa hazırlanmak”tan ibaret tatilini.... Okullar kapanınca memleketine giden üniversiteli genç kadınların ortak hikayesini... Zayıflayın, formda kalın, selülitlerinizden kurtulun, bu şekilde güzel olursunuz baskısı altında deniz kenarına giden şişman bir kadının aklından geçenleri.... Tatil beldelerinin gözde mekanlarında konforu sağlamakla görevli güleryüzlü turizm çalışanı kadınların madalyonun öbür yüzündeki hikayelerini...
Ama işte yazın sıcaklığı sadece güneşten değil. Bir yandan Kürt sorunu bütün yakıcılığıyla gündemde: Açılım neydi, nasıl olmalı diye tartışırken birden savaşın şiddetlendiği günleri yaşamaya başladık. Her gün yeni ölümler, her gün memleketin bir köşesinde linç girişimleri, her gün bir bakanın ya da Başbakan’ın halkları birbirlerine düşmanlaştırmayı amaçlayan bir demeci... Ama barış savunucuları susmuyor. Geçtiğimiz ay bir grup oyuncu, şair, yazar, akademisyen, gazeteci ve sendikacı ortak bir çağrı yaptı. “Ateş ve kan dursun, hayat ve barış kazansın” diyen aydınların açıklamasını sayfalarımızda bulacaksınız. Ekmek ve Gül olarak bütün okurlarımızı bu barış çabasının parçası olmaya davet ediyoruz.
Diğer yandan 12 Eylül’de yapılacak referandum tartışmaları hız kazanmış durumda. Bu sayımızda da okuyacağınız gibi, hangi vesileyle olursa olsun elimizi uzattığımız, görüşlerine başvurduğumuz, hikayesini dinlediğimiz, sesine kulak verdiğimiz her kadının temel sorunu işsizlik, yoksulluk, yoksunluk ve eşitsizlik... Kadına yönelik şiddet gerçekten ürkütücü boyutlarda. Sadece temmuz ayında öldürülen kadın sayısı 27 olarak açıklandı. Neredeyse her gün bir kadın sudan sebeplerle öldürüldüğü bu memlekettin Başbakan’ı da kalkıp hiç sıkılmadan “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyor. Ekonomik, sosyal, siyasal her alanda yok sayılan kadınların durumunu iyileştirmeyi düşünmek yerine akıl veriyor; “üç çocuk doğurun”, “iyi anne olun”, “evlatlarınıza sahip çıkın”...
Halkın taleplerine kulak asmayan Başbakan televizyonlarda ağlaya ağlaya referandumda “evet” dememizi istiyor. Üstelik hiç fikrimizi sormadan hazırlanan anayasa değişikliği paketinin ülkeyi demokratikleştirdiğini ileri sürüyor. “Neden ve nasıl?” diye sormak istiyoruz. Anayasa paketiniz her emekçinin insanca yaşayacak bir ücreti hak ettiğini mi söylüyor? Söz, basın ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller mi ya da yüzde 10 seçim barajı mı kaldırılıyor? Parti kapatmalara mı son veriliyor? Parasız ve anadildiği eğitimi ve sağlık hakkını güvence altına mı alıyor? Özelleştirmeleri mi engelliyor? Çocuk haklarını, gençlerin geleceğini mi koruyor? Kadına yönelik şiddeti engelleyecek düzenlemeler mi içeriyor? Her alanda eşitliğin sağlanması için dile getirdiğimiz talepleri mi kapsıyor? Kürt sorununa barışçı bir çözüm mü getiriyor? Farklı inançlar arasındaki ayrımcılığa mı son veriyor? İşçi ve memurların grev ve sendikalaşma hakkını mı genişletiyor?
Bütün bu soruların tek bir yanıtı var; HAYIR!
AKP, 12 Eylül anayasasını değiştirmiyor, sadece ve sadece kendisine uygun yerlere “yama” yapıyor.
İşte bu yüzden “12 Eylül Anayasası’na da AKP yamasına da HAYIR!” diyoruz.

Bu konuya daha ayrıntılı yer vereceğimiz eylül ayında yeniden görüşmek üzere...
İÇİNDEKİLER

Denenmeyen tek yol kaldı: BARIŞ....................... 3

Barış içinde yaşamayı istiyoruz; BU ÇOK MU ZOR!.... 4

İÇİMİZDEN BİRİ: Tek hayali kızlarını okutmak.....5

Milliyetçiliğin ve militarizmin Türk ve Kürt kadınına biçtiği rol..... 6

Nusaybinli kadınların GÜLŞİLAV’ı......7

45 saniyede bütün hayatları değişti.....8

İşte kadınların tatili: Çalışmak ve kışa hazırlanmak.....10

Ankara’dan kim gelir?.....14

HUKUK: Yıllık ücretli izin nedir, nasıl kullanılır?.....14

Şişmanım işte var mı diyeceğin!.... 15

Janjanlı Antalya’nın solgun yüzleri.....16

Yarattıkları konfor onlara yasak..... 17

Dadı tartışmasının düşündürdükleri..... 18

Yuvarlakçaylı kadınlardan mektup var..... 19

Mahallenin sağlığı için kadınlar en önde.... 20

SAĞLIK: Sıcak çarpmasına dikkat!......21

MEKTUP.... 22

Evli, mutlu, çocuklu.... 24

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder