Alanya güneşi ve denizi eğlence mekânları ve yıldızlı yıldızsız otelleri ile anılan güzel ilçelerimizden biri. Şatafatlı, gösterişli eğlence geceleriyle oteller kendine magazin sayfalarında bolca yer bulur. Gazetelerde, otel tanıtım broşürlerinde temizlik, konfor ve rahatlıktan söz edilirken bol rötuşlu fotoğraflar görürsünüz.
“Makas kesmez, iğne dikmez” der ya Gülsüm Cengiz, işte o şatafatlı yaşamın bir de ağır yükünü omuzlayanlar vardır.
Zehra Ayata'nın haberi...
O konforu, o temizliği sağlayan kadın işçilerdir. 12 saati bulan, hatta aşan mesaili bir işgününde 18-20 oda temizlemek, koridor silmektir görevleri. Dinlenme saatleri olmayan, bazı günler yemekhaneye bile inemeyen kadın turizm emekçilerine otel imkânları yasaktır. O gösterişli plajın yanı başındadırlar, onlar temizler, onlar düzenler ama o plajda denize giremezler; yasaktır! İş çıkışında güvenlik görevlileri çantalarını, poşetlerini titizlikle arar. Asgari ücrettir aldıkları. Fazla mesai ücreti yoktur. Bir araya gelmek, işten yakınmak yasaktır! Hatta işten atılma sebebidir. Çoğu hafta tatilini kullanamaz. Sendikaları yoktur.
Yarattığı konfordan faydalanamaz. Kavurucu yaz sıcaklarında terden sırıksıklam, dinlenmeksizin ölesiye çalışır. Cömert müşterinin verdiği bahşiş yorgunluğunu hafifletmez. İş çıkışı bedenini dinlendiremeden onun için ağır işçiliğin ikinci bölümü başlar: Ev temizliği, yemek, çocuklar... derken bitap düşer.
İş çıkışında biraz sohbet etmek istedik kadın işçilerle. Yorgun bakışlarla “Aman kardeş” diyor birisi, “adımızı yazma, resim çekme, işten atarlar bizi.” Ve ekliyor: “Sezon ortası iş bulmak zor, çalışmak zorundayız. Bir araya gelip konuşsak bile sorguya çekiliriz.”
Yanlarında duran bir başkası, “gel kardeş ben anlatayım” diyor. Adı Halise Çiçek. Diyarbakırlı, eşi işsiz. Çeşitli dönemlerde otellerde kat görevlisi olarak çalışmış. Anlatıyor: “Sabah sekizden akşam dokuza kadar çalışıyordum. 18 apart daire temizliyordum günde. Haftalık izin de kullanmadım. Bir gün şefime bir gün izin verin de evimi temizleyim dedim. Döndüğümde yerime başkasını almışlar. Yani işten atılmışım. Dedim bu ne? Maaşımı da vermediler. O günden bu yana ne kadar iş aradımsa bulamadım. Şimdi ev temizliğine çağıran olursa gidiyorum.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder